tag:blogger.com,1999:blog-55285042769170362312024-03-06T01:12:32.748+03:00Fıkra ParkKaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.comBlogger277125tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-9137671748630656712016-09-02T11:15:00.003+03:002016-09-02T11:21:53.706+03:00Doğum Fıkrası<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://fikrapark.blogspot.com/2016/09/dogum.html" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="temel-doğum-fıkrası" border="0" height="271" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgB4hzAU7dYXlJIrjClqHCTTs3E3S_chdPOgwPDapQTClbcfVk2kovOOOQv5G0iZizv0LKp-nuDS-CyeEKqVXkEm25diyyz8oFbadUFAS2WTJOuAPyil32Rd15Nw2nejrp1Z3MdSRjbqTTa/s400/temel-dogum-f%25C4%25B1kras%25C4%25B1.jpg" title="Temel Doğum Fıkrası" width="400" /></a></div>
KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-997471247990084472016-09-02T10:48:00.000+03:002016-09-02T10:48:09.079+03:00Verdiniz mi ki?<b>Temel </b>araba sürerken kırmızı ışıkta geçmiş.Tabii bunu gören <b>polis Temel</b>i durdurmuş. <b>Polis</b>:<br />
<br />
– Ehliyet ve ruhsat beyefendi!<br />
<br />
<b>Temel</b>:<br />
<br />
– Verdiniz de mi istiyorsunuz?KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-29567482730942174182016-09-02T10:22:00.000+03:002016-09-02T10:22:27.769+03:00Dilencinin BayramıBir sokağın köşesinde yerde oturmakta olan iki <b>dilenci</b> konuşuyordu:<br />
<br />
- <b>Bayram</b> geliyor Himmet abi, bu <b>bayram</b> n’apıcaksın?<br />
<br />
Diğer <b>dilenci</b> cevap verdi:<br />
<br />
- Bu <b>bayram</b> karşı kaldırıma geçip orada dileneceğim kısmetse SiyamiKaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-9813391306783599612013-11-27T11:34:00.005+02:002013-11-27T11:35:26.483+02:00Türk TeknolojisiBir <b>Türk</b>, <b>Japon</b> arkadaşının daveti üzerine Japonya'ya gidiyor. Birkaç
gün gezdikten sonra arkadaşı onu çalıştığı fabrikaya götürüyor.
<b>Teknoloji</b> muazzam.<br />
<br />
- Bak! diyor <b>Japon</b>:<br />
<br />
- Burada <b>robot</b> yapıyoruz. Şu<b>
Robot</b>lar öğle yemeğini hazırlar ve getirir. Şunlar bebek bakar. Şunlar
araba bile kullanır.<br />
<br />
Bizim <b>Türk</b> vatandaşı hayretler içinde kalır.
Dolastıkça gözleri fal taşı gibi açılır. Japonya'dan ayrılırken arkadaşı
Türkiye'ye mutlaka gelmek ve teknolojisini görmek istediğini söyler.<br />
<br />
Ve
o gün gelir. Fakat bizim <b>Türk</b> nereyi gezdireceğini bir türlü bilemez.
Düşünür ne göstermelide altında kalmamalı Japonyada gördüklerinin.
Aklına hamam gelir. <b>Japon</b> ne anlar <b>Türk</b> Hamamından. Alır götürür. Japona
ilginç gelir:<br />
<br />
- Ne oluyor burada?<br />
<br />
- Biz burada insan yapıyoruz.<br />
<br />
- Sahi
mi? der <b>Japon</b>.<br />
<br />
Bir odanın kapısını açarlar. İçeride tellak bir adamın
kolunu ovmaktadır.<br />
<br />
- Bak der bizimki, burada kollar monte ediliyor.<br />
<br />
Bir başka odada bacak ovulmaktadır.<br />
<br />
- Buradada bacaklar takılıyor.<br />
<br />
<b>Japon</b>
bu sefer hayrette. Diğer odanın kapısını açarlar. İçeride bir kadının
üstünde bir erkek iş üstünde. Japon sorar :<br />
<br />
- Peki burada ne oluyor.<br />
<br />
- Burada montaj bitmiş delikler açılıyor.KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-28444028813887746602013-08-09T07:42:00.005+03:002013-08-09T07:42:44.910+03:00Senin YaşındaykenBaba çocuğuna :<br />
<br />
- Oğlum, Atatürk senin yaşındayken sınıfının birincisiydi, demiş.
Çocuk da babasına :<br />
<br />
- Senin yaşındayken de Cumhurbaskanıydı.KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-49306628499896874162013-08-09T07:40:00.000+03:002013-08-09T07:40:03.500+03:00Benim mi Oldu?<b>Temel</b> banka soymak suçundan yargılanıyormuş , son celsede <b>hakim</b> delil yetersizliğinden <b>Temel</b>'in tahliyesine karar vermiş. <b>Temel</b> bunu duyunca çok sevinmiş ve bağırarak hakime;<br />
<br />
- Uy gözünü sevdiğimin <b>hakim</b> beyi , yani şimdi bu paralar benim oldu değil mi ?KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-80810945700790169422013-06-27T09:17:00.004+03:002013-06-27T09:17:49.376+03:00Uyanık Japon<div style="text-align: justify;">
Bir <b>Amerikalı</b> ile <b>Japon</b> safari'ye çıkmışlar. Her ikisi de son teknolojik
silahlarıyla birbirlerine nazire yapmak için yanlarına almışlar. Derken
uzakta bir aslan görünmüş. <b>Amerikalı</b> lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana
ateş etmiş. Ama karavana. Hemen <b>Japon</b> uydudan yönlendirmeli tüfeğini
doğrultup ateş etmiş. Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri farkedince
üzerlerine doğru gelmeye başlamış. <b>Amerikalı</b> bir yudum viski içip acı
sonu beklemeye başlamış. <b>Japon</b> hemen botlarını çıkarıp spor
ayakkabılarını giymeye başlamış. <b>Amerikalı</b> sormuş: </div>
<br />
- Ne o, aslandan hızlı mı koşacaksın?<br />
<br />
- Yoo, senden hızlı koşsam yeter.
KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-47884312365029279672013-06-23T10:21:00.000+03:002013-06-23T10:21:00.486+03:00Arap Teknolojisi<b>Amerikalı</b>'lar yeni bir <b>uçak</b> geliştiriler ve bu uçağı denemek için
Arabistan'a götürürler. Bir <b>Arap pilot</b>unu uçağa bindirirler ve uçak
havalanır. <b>Arap</b> <b>pilot</b> uçağı kullanırken dört motordan biri patlar.<br />
<br />
Göstergelerde "Don't panic. This is American technology" yazısı görülür.<br />
<br />
<b>Pilot</b> rahatlar. Daha sonra bir motor daha patlar ve göstergelerde yine aynı yazı görülür. <b>Pilot</b> da uçmaya devam eder.<br />
<br />
Ne var ki az sonra iki motor birden patlar. Hiç motor kalmayınca <b>Arap pilot</b> panikler.<br />
<br />
Tam bu esnada göstergelerde yine aynı yazı görülür ve <b>uçak</b> kendi kendini yumuşak bir şekilde indirir. <br />
<br />
Araplar <b>pilot</b>tan bu olayı öğrenince şaşırırlar ve kendileri de böyle bir <b>uçak</b> yapmaya karar verirler.<br />
<br />
<b>Pilot
</b> biner uçağa, başlar uçmaya. Bir iki dakika sonra bir motor patlar.
Göstergelerde "Don't panic. This is Arabic technology" yazısı görülür.<br />
<br />
Az sonra ikinci motor da patlar ve aynı yazı gözükünce <b>Amerikalı pilot</b>: "Ulan bizim uçağın aynısını taklit etmişler." der.<br />
<br />
Derken iki motor birden patlayınca uçağın kendi kendini yere indireceğini düşünen <b>pilot </b>göstergelerde şu yazıyı görür:<br />
<br />
"Don't panic. This is Arabic technology. Please repeat after me. Eşhe dü enla ilahe illallah...." KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-15475223550239385492013-06-22T09:18:00.003+03:002013-06-22T09:18:35.974+03:00İyi Adam PostacıAdam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa`nın resmi önünde dua ediyor.<br />
<br />
- Tanrım <b>anne</b>me, <b>baba</b>ma, büyük<b>baba</b>ma uzun ömür ver. Güle güle <b>anneanne</b>..<br />
<br />
Bir anlam verememiş bu duaya. Ancak ertesi gün acı haber gelmiş. <b>Anneanne</b> sizlere ömür.
Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada :<br />
<br />
- Tanrım <b>anne</b>me <b>baba</b>ma uzun ömür ver. Güle güle büyük<b>baba</b>. Ertesi gün büyük<b>baba</b> vefat eder.<br />
<br />
Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada :
<br />
<br />
- Tanrım <b>anne</b>me uzun ömür ver. Güle güle<b> baba</b>...<br />
<br />
Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmip yatmış. Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri. Sapasağlam. Eve döndüğünde bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor.<br />
<br />
<br />
- Ne oldu hanım.<br />
<br />
- Bizim postacı, demiş hanım. Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım.Ölmüş!! KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-30037564526988059212013-06-21T21:29:00.000+03:002013-06-21T21:29:02.607+03:00YaklaştımBir mecliste adamın biri, gezdiği memleketlerin çokluğuyla övünmeye başlar. Kendisine:
- O halde coğrafyayı iyi biliyorsun, dedikleri zaman şu cevabı verir:
- Oraya henüz gitmedim, ama yaklaştım! KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-72677648695439492232013-06-21T21:26:00.001+03:002013-06-21T21:26:42.879+03:00Papağan ve Hz. İsa<div style="text-align: justify;">
<b>Hristiyan</b>ın birinin evinin telefon faturası çok geliyormuş, aramış taramış en sonunda bir bakmış ki evdeki <b>papağan</b> gizli gizli telefonla konuşuyor. Ev sahibi <b>papağan</b>ı ceza olarak kanatlarından duvara asmış:
<br />
- Bir hafta burada kalacaksın, demiş.<br />
<br />
Tam yan odaya geçecekken durmuş ve gizli gizli papağanı seyretmeye başlamış <b>Papağan</b> duvardayken karşısındaki <b>Hz.İsa</b> figürünü görmüş, ve:<br />
<br />
- Sen ne zamandır burda asılısın böyle? demiş Adam cevap vermiş:<br />
<br />
- 1000 yıldır, <b>papağan</b> demiş ki;<br />
<br />
- Ohaa, kiminle konuştun o kadar?</div>KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-10631631739064001552013-06-21T21:23:00.003+03:002013-06-21T21:23:38.079+03:00Pomak Pazara Giderse<b>Pomak</b> <b>pazar</b>a inmiş. Bakmış daha önce görmediği bir sebze türü.. "Bu ne demiş?" <b>Pazar</b>cı "salatalık" demiş.. <b>Pomak</b>:<br />
<br />
- O zaman bana bir kilo ver, demiş.<br />
<br />
<b>Pazar</b>cı karşısındakinin saf <b>pomak</b> köylüsü olduğunu anlayınca önce içinden onu kazıklamak geçmiş.. Başlamış salatalıklardan bayat ve sarı olanları torbaya doldurmaya.. Sonra vicdanı elvermemiş.. Bu sefer onları döküp taze ve yeşil olanlarından doldurmaya başlamış.. Bu sefer <b>pomak</b> atılmış..<br />
<br />
- Hop hop demiş. Sen bana yine o ergin olanlardan ver. Bu hamlardan verme demiş. Sonra o meşhur sözü eklemiş:
Biz <b>pomak</b> isek değiliz ahmak.KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-68662402810948114012013-06-11T13:05:00.001+03:002013-06-11T13:05:22.479+03:00Ahmak Kel<div style="text-align: justify;">
Ahmak bir adamın eline "Kıyafet ilmi" ne dair bir kitap geçer. Okurken şöyle bir yazı görür:
<br />
<br />
"Bir adamın başı küçük, sakalıyla boyu uzun olursa aklı az olur."<br />
<br />
Meğer herifin de kitabın tarif ettiği gibi başı küçük, sakalıyla boyu uzundur, kendisini bu tarifin dışına çıkarmak ister. Ne yapması gerektiğini düşünür. Başını büyültmenin imkanı olmadığı gibi, boyunu kısaltması da mümkün değildir.<br />
<br />
"Bari sakalımı olsun küçülteyim" diyerek şamdanı eline alır. Bir eliyle de sakalının yarısını tuttuktan sonra ikinci yarısını mumun alevine yaklaştırır. Birazı yanıp da sıcaklık parmaklarının uçlarına dokununca elini çeker. Yüzü cascavlak kalır. Bunun üzerine hokkayı kalemi eline alarak kitabın kenarına şundan yazar:<br />
<br />
"Bunun gerçek olduğu üzerimde yaptığım deneyle anlaşılmıştır. Dolayısıyla ben de tasdik ederim!"</div>
KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-52334329599802357192013-06-07T13:39:00.001+03:002013-06-07T13:39:22.986+03:00Kuru Saçlar İçin<b>Temel</b> duş almaya girer, şampuanı saçlarına boşaltıp ovalamaya başlar. Sırtını keselemeye gelen annesi sorar: <br />
<br />
- Oğlum kafanı ıslatmıyacak mısın? <br />
<br />
<b>Temel</b> cevap verir: <br />
<br />
- Yok anne bu şampuan kuru saçlar içinmiş.KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-82241364950140575882013-06-04T17:55:00.003+03:002013-06-04T17:55:45.147+03:00İnsan Yapıyorlar<b>Amerikalı</b> ile <b>Türk</b> arkadaş olmuşlar.Amerikali bizim <b>Türk</b>’ü <b>Amerika</b>’ya
davet etmiş.<b>Amerikalı</b> bizim <b>Türk</b>’e <b>Amerika</b>'nın heryerini gezdirmiş
NASA’yıda gezdirmiş uzay araçlarını göstermiş. Bizim <b>Türk</b>:<br />
<br />
- Sizdeki
teknolojiye hayran kaldım, demiş.<br />
<br />
Neyse <b>Türk</b> Türkiye'ye dönmüş. Bu sefer Amerikali Türkiye'ye gelmiş. Bizim
türk acaba <b>Amerikalı</b>'yı nereye götürsem gezdirsem diye düsünmüş. En sonunda hamama götürmeye karar vermiş. <b>Amerikalı</b>yla hamama giriyorlar her taraf buhar:<br />
<br />
- Tamam tamam pes vallahi hayran kaldım<br />
<br />
- Memlekete dönmüş eee Türkiye'de ne gördün ya arkadaşlar bizim NASA boş
iş, <b>Türk</b>ler insan yapıyorlar ben vardığımda zımpara çekiyorlardı demiş.KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-35489749937787733672013-05-31T03:46:00.002+03:002013-05-31T04:01:58.701+03:00Teknolojik FıkraBir <b>Japon</b>, New York’ta bir bara girip oturur. Sol avucunu açıp sağ
eliyle avucunun içine <b>telefon</b> tuşlar gibi yapar sonra sol elini kulağına
getirip konuşmaya başlar. <b>Barmen</b> meraklanıp yanına gelir, sorar:<br />
<br />
- Ne
yapıyorsun?<br />
<br />
<b>Japon</b>:<br />
<br />
- Japonya’dan yeni bir buluş. Artık <b>cep telefonu</b> kullanmak yok. El
<b>telefon</b>u var, diyerek elini açar gösterir.<br />
<br />
Avucunun tam ortasında ufak
bir hoparlör vardır. <b>Barmen</b>:<br />
<br />
- İnanmıyorum. Böyle bir şey olamaz.<br />
<br />
<b>Japon</b>:<br />
<br />
- Göstereyim. Bana bir <b>telefon</b> numarası söyle.<br />
<br />
<b>Barmen</b> numarayı söyledikten sonra,<b> Japon</b> yine avucunun içini tuşlayıp
elini kulağına getirir. Biraz bekledikten sonra elini <b>barmen</b>e uzatır:<br />
<br />
- Konuşabilirsin, der.<br />
<br />
<b>Barmen Japon</b>’un elini kulağına getirir:<br />
<br />
- Joe? Sen
misin?.. İnanmayacaksın ama şu anda seninle bir <b>Japon</b>’un elinden
konuşuyorum… Hayır sarhoş filan değilim… Neyse sonra anlatırım. Haydi hoşçakal, deyip <b>Japon</b>’un elini bırakır. Hayretler içinde, “Harika bir şey bu! Pahalı mıdır?” Japon:<br />
<br />
- Biraz ama değer, der, sonra içkisini ısmarlar. Ama sonra
birden, “Affedersin tuvalet ne tarafta?” diye sorar. <b>Barmen</b> tuvaleti
işaret eder. <b>Japon</b> kalkıp gösterilen kapıdan girer. Aradan 5 dakika geçer ama <b>Japon</b> dönmez. 10 dakika geçer… <b>Barmen</b> merak
etmeye baslar. 20 dakika geçtikten sonra <b>barmen</b>, başına kötü bir şey mi
geldi diye düşünüp tuvalete gider. <b>Japon</b>’u yerde görür. Pantolonu
dizlere kadar indirilmiş, arkasında bir tuvalet kâğıdı, öne doğru
eğilmiştir. <b>Barmen</b>:<br />
<br />
- Aman Tanrım! Sana ne oldu böyle? Saldırıya mı uğradın? Yaralandın mı?<br />
<br />
<b>Japon</b>:<br />
<br />
- Hayır. İyiyim. Japonya’dan uzun bir faks alıyorum, o kadar.KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-4625837416995694412013-05-31T03:40:00.006+03:002013-05-31T03:40:53.130+03:00Eski Arabaİki tane <b>çiftçi</b>; biri <b>Adanalı</b> diğeri <b>Kayserili</b>, sohbet ediyorlarmış;
bu arada haliyle zenginlikleriyle övünüyorlar..<br />
<br />
<b>Adanalı</b> başlamış:<br />
<br />
- Bizim orda sabah güneş doğmadan biniyoruz<b> araba</b>ya, akşam oluyor biz
hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoruz demiş.<br />
<br />
<b>Kayserili</b> de bunun
üzerine:<br />
<br />
- Yav bizim de vardı öyle eski bi <b>araba</b>mız, ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık…KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-47462788464325372582013-05-25T14:03:00.000+03:002013-05-25T14:03:00.139+03:00Uçak Pisti<div style="text-align: justify;">
<b>Temel</b> ile <b>Cemal</b> <b>pilot</b> olmaya karar vermişler. Bu amaçla kursu bitirip
diplomalarını almışlar. Ve ilk seferlerini yapmak üzere uçakla
havalanmışlar. İnişe geçecekleri sırada <b>Temel</b>, <b>Cemal</b>'e dönüp:<br />
<br />
- Simdi kuleden haber geldi. Bu hava limanının pisti oldukça
kısaymış. Bu yüzden tekerlekler yere değer değmez, frenlere sonuna kadar
asil ki, pistin dışına çıkmayalım, demiş. Az sonra inişe geçmişler.
Tekerlekler yere değer değmez, <b>Cemal</b> frenlere asılmış. <b>Uçak</b> kıl payı
pistten çıkmadan durmuş. Temel alnında ki terleri silerken <b>Cemal</b>'e dönüp
:<br />
<br />
- Bu ne biçim pist? 50 metrelik yerde <b>uçak</b> durur mu? <b>Cemal</b> başını iki yana sallayıp cevaplamış:
<br />
<br />
- Haklısın <b>Temel</b>. Bir de su yanlara baksana. Eni de en az 10 km.var.</div>
KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-27649116829346394592013-05-24T12:11:00.000+03:002013-05-24T12:11:02.315+03:00Nasreddin Hoca Sünnet<b>Nasreddin Hoca</b>'nın evine bir gün üç molla misafirliğe gelir. Üçü de
birbirinden obur şeylermiş. <b>Hoca</b> ne yemek çıkarmışsa silip süpürmüşler. O
kadar ki sahanlarda yemek bitince, bunu da "<b>Sünnet</b>tir" diye ekmekle
iyice sıyırırlarmış. Bu sırada odaya Hoca'nın oğlu girmiş. Mollalar
<b>Hoca</b>'yı memnun etmek için:
<br />
<br />
- Aman ne güzel çocuk...Adı ne bunun? diye sormuşlar.
<br />
<br />
<b>Hoca</b>:
<br />
<br />
- Adı Farzdır, demiş.
<br />
<br />
Mollalar şaşırıp birbirlerine bakmışlar:
<br />
<br />
-Bu ne biçim isim <b>Hoca</b> Efendi? demişler. Şimdiye kadar böyle bir isim hiç duymamıştık.
<br />
<br />
<b>Hoca</b> hemen taşı gediğine koymuş:
<br />
<br />
-Ya, <b>sünnet</b> diyeyim de onu da mı yiyesiniz?KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-40197637891180280602013-05-24T11:00:00.000+03:002013-05-24T11:00:06.026+03:00Piyanist Temel<b>Temel Laz</b> olduğu için kendinden nefret ediyormuş. Amerikaya gitmiş ve
birçok ameliyattan sonra burnunu düzelttirmiş, iyi şekilde İngilizce
öğrenmiş ve meşhur bir <b>piyanist</b> olmuş. Birgün büyük bir topluluğa konser
verdikten sonra seyircileri selamlarken ön taraftan bir ses duymuş:
<br />
<br />
- Helal sana hemşerum, çok iyi çalayusun da!
<br />
<br />
<b>Temel</b>:<br />
<br />
- Benim <b>Laz</b> olduğumu nereden anladın yahu. Halbuki <b>Laz</b>lara benzememek için bir sürü ameliyat oldum.
<br />
<br />
- Nasıl anlamayayım, demiş adam. Bütün <b>piyanist</b>ler otururken
sandalyeyi kendilerine çekerler, sen ise sandalyeye oturup piyanoyu
kendine çekeyusun.
KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-86631728099541029922013-05-23T11:00:00.000+03:002013-05-23T11:00:00.275+03:00Temel Tuvalette<b>Temel</b> otobüs yolculuğu sırasında mola yerinde inerek <b>tuvalet</b>e
gitmiş. <b>Tuvalet</b>e girdikten kısa süre sonra, yan <b>tuvalet</b>ten bir ses
gelmiş:<br />
<br />
- Merhaba!<br />
<br />
<b>Temel</b> bu sesi duyunca önce ne yapacağını şaşırmış, sonra gayri ihtiyari "Merhaba" demek zorunda kalmış. Hemen ardından :<br />
<br />
- Nasılsın? diye ses gelmiş.<br />
<br />
<b>Temel</b> yine şaşırıp muhabbete devam etmiş.<br />
<br />
- İyiyim teşekkür ederim siz nasılsınız?<br />
<br />
Yan <b>tuvalet</b>ten cevap gelmiş :<br />
<br />
- Ne yapıyorsun? Bu soruyu duyan <b>Temel</b>, soruyu soranın o an ne yaptığını tahmin edeceğini düşünerek konuyu dağıtmak için :<br />
<br />
- Trabzon dan İzmir’e gidiyorum demiş. Ya siz? Yan kabinden sinirli ses tonu ile cevap gelmiş :<br />
<br />
- Aşkım şimdi telefonu kapatmak zorundayım. Yan <b>tuvalet</b>te adamın biri var, sana sorduğum soruları cevaplıyor. KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-74572054301726105422013-05-23T09:30:00.000+03:002013-05-23T09:30:00.116+03:00İdris Safaride<div style="text-align: justify;">
<b>İdris</b> methini çok duyduğu için Afrika'ya <b>safari</b>ye gitmiş. Ufak ufak avlanmaya başlamışlar. Akşam <b>safari</b>ye çıkanlar konuşuyormuş. İşte,ben bir aslan vurdum, ben iki kaplan vurdum. Bizimkine sıra gelmiş:<br />
<br />
- "Pen içi tane nobum furdum."<br />
<br />
<b>Safari</b>ciler, herhalde bir şey vuramadı, kafadan atıyor, diye geçiştirmişler. Ertesi gün av dönüşü yine şunu vurdum, bunu vurdum diye konuşulurken <b>İdris</b> yine döktürmüş:<br />
<br />
- "Pen içi tane daha nobum furdum."<br />
<br />
<b>Avcı</b>lar, bu adam yine atıyor diye düşünmüşler. Daha ertesi gün sıra bizimkine geldiğinde yine;<br />
<br />
- "Peş nobum daha furdum", deyince dayanamamışlar.<br />
<br />
- Yahu kardeşim nasıl bir şeydir şu nobum?<br />
<br />
- "Valla, pen elimde tüfek ile dolaşayrum. Çalularun arasundan "Noo buumm , noo buumm" diye kara kara pi şeyler pağura pağura çıkıyor, ben de furayrum."</div>
KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-39193026949951171332013-05-22T14:17:00.000+03:002013-05-22T14:17:00.313+03:00Borcum OlsunBir gün ünlü bir <b>ressam</b>, <b>Doktor Temel</b>'e muayeneye gelmiş. <b>Temel</b> para
almamış, küçük bir resmi tercih edeceğini söylemiş. <b>Ressam</b> bir süre
sonra koca bir tablo ile gelince,<br /><br />- Uyy bu çok değerli, kabul edemem.<br /><br /><b>Ressam</b> ısrar edince,<br /><br />- Peki öyleyse, size bi <b>fıtık ameliyatı </b>borcum olsunKaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-53134611073183983552013-05-22T10:30:00.000+03:002013-05-22T10:30:00.054+03:00Acele EtmeUçak New York'a yaklaşırken iki <b>pilot</b> konuşmaktadırlar.
Ne var ki mikrofon açık kalmıştır ve konuşulanlar bütün yolcularca
dinlenmektedir.<br />
<br />
- New York'a iner inmez, önce ılık bir banyo yapacağım. Sonra buzlu bir
duble viski içeceğim, sonra da o sarışın saçlı, uzun bacaklı <b>hostes</b>le...<br />
<br />
Bunları duyan sarışın saçlıi uzun bacaklı <b>hostes</b> hemen <b>pilot</b> kabinine
doğru koşmaya başlar. Yaşlı bir yolcu, <b>hostes</b>in yolunu keser:<br />
<br />
- Acele etme kızım. Bırak da rahat rahat viskisini içsin.KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5528504276917036231.post-32863614240194949822013-05-21T23:46:00.000+03:002013-05-21T23:46:05.188+03:00Uzayda Hayat<b>Temel</b>'i bir araştırma için <b>Mars</b>' a göndermişler. Orada 10 yıl kaldıktan
sonra <b>uzay </b>mekiği alana indiğinde medya ordusunu karşısında bulmuş. <b>
Temel</b>'e sormuşlar:
<br />
<br />
- <b>Mars</b>'ta hayat var mı <b>Temel </b>Bey?
<br />
<br />
- Hiç hayat yok! Bunu duyan medya, başka soru sormadan çekip gitmişler. <b>Temel </b>eve geldiğinde 16 yaşında olan oğlu sormuş:
<br />
<br />
- Babacığım <b>Mars</b>' ta hayat yok mu gerçekten?
<br />
<br />
- Yok evladım. Gece 11 dedin mi bütün dükkanlar kapanıyor!
KaliteBloghttp://www.blogger.com/profile/10422047723904444431noreply@blogger.com0