Napolyon bir sabah erkenden kalkıp nöbetçilerini kontrol etmeye
başlamış. Bir de ne görsün? Nöbetçilerden bir tanesi yerinde yok. Hemen
aramaya başlamış. Çok geçmeden biraz ilerideki çalılıkların arasında
nöbetçisini bulmuş. Asker tüfeğini ağaca dayamış, oturmuş sıçıyor. Bunu
gören Napolyon hemen ağaca dayalı tüfeği kapıp askere doğrultmuş ve
yaptığı şeyi parmaklayıp yemesini emretmiş. Asker istemeye istemeye
söyleneni yapmış.
- Asker bu ceza sana yeter, seni bu defalık affediyorum, tekrar ederse kurşuna dizilirsin.
Deyip
tüfeği askere teslim etmiş ve arkasını dönüp uzaklaşmaya başlamış. Tam o
sırada nöbetçi silahını Napolyon'a doğrultup "Dur" diye bağırmış.
- Hadi bakalım komutanım boku yeme sırası sende, yoksa seni vururum.
Napolyon çaresiz söyleneni yapmış ve parmağını boka batırıp yalamış. Aradan uzun süre geçmiş ve savaş sona ermiş. Napolyon savaştan sağ çıkan askerlerinin arasında dolaşırken bir askerin önünde durup;
- Asker, ben seni bir yerden tanıyorum ama çıkartamadım, demiş. Asker hemen cevap vermiş:
- Doğrudur komutanım bir sabah kahvaltıyı sizinle birlikte yapmıştık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler.